Obezite Hastaları İçin 7 Adımda Yol Haritası
Son yıllarda hızla yaygınlaşan obezite, modern çağın en tehlikeli salgını olarak kabul ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü, vücut yağ kütlesinin normal seviyelerin üzerine çıkması anlamına gelen obeziteyi bir hastalık olarak kabul ederken, bugün dünyada yaklaşık 500 milyon yetişkin ve 50 milyon çocuğun obezite nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadığı belirtiliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr.Mehmet Celal Kızılkaya “Araştırmalar obezite prevalansının ülkemizde de benzer düzeylerde olduğunu gösteriyor. Obezite artık sigaradan sonra önlenebilir ikinci ölüm nedenidir. Estetik bir sorunun çok ötesinde olan obezite, yaşamı tehdit eden risklere neden olabiliyor; Kalp-damar sistemi hastalıkları, akciğer hastalıkları, şeker hastalığı, iskelet sistemi hastalıkları, yüksek tansiyon ve hatta kansere zemin hazırlıyor veya hastalığı ağırlaştırıyor. “Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul etti” diyor. Peki obeziteden kurtulmak için neler yapılabilir? Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Celal Kızılkaya obezite hastaları için 7 adımda bir yol haritası çizerek önemli uyarı ve önerilerde bulundu.
doğru beslenme
Doğru ve tutarlı beslenme, kilo vermede ve sonrasında kiloyu korumada uyulması gereken en temel kuraldır. Mevcut beslenme alışkanlıklarımızdan çıkıp yepyeni bir yola girmeliyiz. Beslenmemizde glisemik indeksi yüksek besinleri azaltmalı, lif açısından zengin besinler tüketmeliyiz. Kan şekerini hızlı yükselten ve düşüren gıdalardan uzak durmalıyız. Yemeklerimiz sindirimi zor ürünlerden arındırılmalı ve sadeleştirilmelidir. Bazal metabolizmamıza uygun olarak porsiyonlarımız azaltılmalı ve gün içindeki öğün sayısı artırılmalıdır. Gün içerisinde uygun karbonhidrat, yağ ve protein alımının sağlanması vücudun ihtiyaçlarının doğru şekilde karşılanmasına ve devamlılığının sağlanmasına destek olacaktır. Beslenmemizi bu ana sınırlar içerisinde, mümkünse profesyonel destekle ayarlamak hem sürekliliği hem de doğru kilo kaybını sağlayacaktır.
Yeterli su tüketimi
Yeterli su tüketimi doğru beslenmenin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Tüketilmesi gereken sıvı miktarı bireyin cinsiyetine ve çevresel faktörlere göre değişmektedir. Ortalama bir kadının günlük toplam sıvı alımı yaklaşık 2,7 litre, bir erkeğin ise 3,7 litredir. Bu toplam sıvının bir ölçüsüdür. Tüketilen su miktarı diyetin içeriğine göre ayarlanmalıdır. Su içmek tokluk hissini artırır ve metabolizmayı canlı tutarak, enzim aktivitesini optimize ederek kilo vermeyi kolaylaştırır. Dikkat etmemiz gereken en önemli hususlardan biri katı ve sıvı gıdaları aynı anda tüketmemektir. Katı ile sıvı arasında yaklaşık 30 dakika olmalıdır. Aynı öğünde katı ve sıvıları aynı anda tüketmemelisiniz.
Aktif yaşam ve düzenli egzersiz
Hareketsiz yaşam kişinin metabolizmasını yavaşlattığı için mutlaka aktif bir yaşam tarzını benimsememiz gerekmektedir. Ancak aşırı kilolu bireyin hareketliliği azaldığı ve hareket azaldıkça kilo alımı arttığı için öncelikle beslenme düzenini düzenleyip hemen aktif bir yaşam tarzına geçerek bu kısır döngüyü kırmamız gerekiyor. Harekete geçerken; Öncelikle hafif tempolu yürüyüşlerle başlamalı ve kısa aralıklardan uzun mesafelere doğru ilerledikçe tempoyu yavaş yavaş arttırmalıyız. Yürüyüş yaşam tarzımızın bir parçası haline gelmeli. Daha sonra koşu gibi daha üst düzey aktiviteler ekleyeceğiz. Eklem sorunu yaşayanlar mutlaka su veya yüzme antrenmanları yaparak yaşam tarzlarına hareket katmalıdırlar.
Psikolojik destek
Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Mehmet Celal Kızılkaya “Obezite hastalarının toplumda yaşadığı sorunlar toplumdan izolasyona, hareketsizliğe ve depresyona yol açıyor ve bu da sıklıkla yeme davranışı olarak geri dönüyor. Bu yolda başarıya ulaşmak için toplumsal açıdan yıkıcı olan bu kısır döngüyü kırmak şarttır. Bu nedenle fazla kilolu bir bireye verilecek psikolojik destek hayati önem taşımaktadır. Fazla kilolu bireyin özgüven kazanmasına ve sosyal çevresinde her şekilde varlığının bir değer olduğunu görmesine yardımcı olunmalıdır. Obezite hastası bireyin alacağı sosyal destek onun olaylara olumlu bakmasını sağlayacak ve yaşam tarzının değişmesini destekleyecektir. “Bu konuda profesyonel destek almak bu yolda başarının gizli anahtarlarından biridir” diyor.
Cerrahi olmayan yardımcı analiz yöntemleri
Obeziteyle mücadelede sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının kazandırılmasının yanı sıra uygun bireylerde ilaç tedavileri veya endoskopik yöntemler de faydalı olabilir. Doç. Dr. Kızılkaya bu sistemleri şöyle açıklıyor: “Obezite tedavisinde diyete yardımcı olarak kullanılan ilaçlar var. Bu ilaçlarla diyet ve buna eşlik eden yaşam tarzı değişiklikleri hastaları başarıya götürebilir. İştahı azaltarak bu konuda yardımcı olan ilaçların yanı sıra yağ emilimini azaltan ilaçlar da bulunmaktadır. Burada önemli olan gerçek ilacın gerçek kişilere verilmesidir. Bunun için profesyonel takviye almak yani doktor kontrolünde ilaç kullanmak en iyi ve en uygun yoldur. Endoskopik formüller; Mide balonu, mide botoksu ve yeni gelişen endoskopik tüp mide (gastroplasti) işlemleri günümüzde en sık uygulanan işlemlerdir. Ancak bu süreçler arasında deneysel olanlar da var. “Yardımcı endoskopik işlemler mutlaka bu konuda deneyimli hekimler tarafından önerilmeli ve uygulanmalıdır.”
Obezite ameliyatları
Doç. Diyet ve yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kilo veremeyen bireylerde obezite tedavisinde cerrahi prosedürlerin düşünülebileceğini belirten Prof. Kızılkaya, “Vücut kitle indeksi (BMI) 40’ın üzerinde olanlara, BMI 35’in üzerinde olanlara ve buna bağlı kronik hastalığı olanlara obezite cerrahisi önerilebilir. BMI 30-35 arasında olan ancak ciddi diyabet ve metabolik sendromu olan hastalarda multidisipliner yaklaşımla önerilebilecek iyi bir seçenek cerrahidir. Tüp mide ameliyatı dünyada en sık tercih edilen obezite ameliyatıdır. Daha sonra bypass ameliyatları var. Obezite cerrahisi geçiren bir hasta yaklaşık 1 yıl içerisinde hedef kilosuna ulaşır. Bu tedavi tekniğinde her şeyin en uygun şartlarda bir araya gelmesi sağlanarak istenmeyen sonuçların önüne geçilecektir. Bu nedenle obezite sorunu yaşayan ve ameliyat olmaya karar vermiş bir kişinin bu konuyu iyice araştırarak karar vermesi ve profesyonel bir grupla iletişime geçerek bu konuda tavsiye alması çok önemlidir.”
Ameliyat sonrası kilo yönetimi
Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Prof., ameliyatla işin bitmediğini, yeni başladığını vurguluyor. Dr. Mehmet Celal Kızılkaya şu uyarılarda bulunuyor: “Ameliyat sonrası diyet değişikliği adımları, hızlı kilo verme döneminde destekleyici destekler, takip programı ve eş zamanlı egzersizler vb. Hepsi aynı şekilde değerlendirilmesi gereken süreçlerdir. . Ve bu yolun izlenmesinde cerraha büyük görev düşüyor. Takip programı olmadan mutlak başarıya ulaşmak ve ameliyatın kalıcılığını sağlamak çok zordur. Bu nedenle bu dönemde kişinin düzenli bir takip programına katılması sağlanmalı ve cerrah bu konuda aktif rol almalıdır. Sistematik bir kontrol programının olmayışı kişinin eski alışkanlıklara dönme olasılığını artırır. Maalesef günümüzde bu konudaki eksiklik nedeniyle kilo alma ve tekrar ameliyat oranları ciddi oranda arttı. Dolayısıyla obezite bu ana unsurlar çerçevesinde doğru bir planlamayla rahatlıkla aşılabilecek önemli bir sağlık sorunudur” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı